التركية - الإنجليزية
تعريف püskürt في التركية الإنجليزية القاموس.
- eruct
- sputter
- repulse
They failed to repulse our attack.
-Saldırılarımızı püskürtmeyi başaramadılar.
- {f} eructing
- pulverize
- {f} sputtering
- {f} spraying
They are spraying the fruit trees.
-Onlar meyve ağaçlarına ilaç püskürtüyorlar.
Tom is spraying his garden.
-Tom bahçesine su püskürtüyor.
- {f} spray
Tom is spraying his garden.
-Tom bahçesine su püskürtüyor.
Tom grabbed a fire extinguisher and started spraying.
-Tom bir yangın söndürücü kaptı ve püskürtmeye başladı.
- atomize
- püskür
- erupt
The volcano erupts at regular intervals.
-Volkan düzenli aralıklarla püskürür.
Mount Etna has erupted, showering Sicily in volcanic rock.
-Etna dağı püskürdü, Sicilya'ya volkanik kaya yağdırıyor.