oynuyor

listen to the pronunciation of oynuyor
التركية - الإنجليزية

تعريف oynuyor في التركية الإنجليزية القاموس.

oyna
{f} play

It is dangerous for children to play in the street. - Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.

Do you know how to play mahjong? - Mahjong oynamayı biliyor musun?

oyna
{f} playing

He is fond of playing tennis. - O, tenis oynamaya düşkün.

Certainly, I like playing cards. - Kesinlikle,kart oynamayı severim.

oyna
(Bilgisayar) poke

He used to play poker with us. - O, bizimle poker oynardı.

Tom doesn't know how to play poker. - Tom nasıl poker oynayacağını bilmiyor.

oyna
fiddle with
oyna
{f} frisk

I'm feeling a little frisky. - Kendimi biraz oynak hissediyorum.

oyna
{f} frisking
oyna
toy with

Don't toy with her affections. - Onun duyguları ile oyun oynama.

You think you can toy with me, but I don't play games. - Benimle oynayabileceğini düşünüyorsun ama ben oyun oynamam.

Oyna
curveball
ecinniler top oynuyor
The place is completely deserted
kendi çalıp kendi oynuyor
(Konuşma Dili) He makes a big fuss about something, but when people want to help him he spurns their aid
oyna
toy

Bill often plays with toys by himself. - Bill genellikle tek başına oyuncakları ile oynar.

Don't toy with her affections. - Onun duyguları ile oyun oynama.

oynuyor
المفضلات