He got a new CD player yesterday.
- O dün yeni bir CD oynatıcı aldı.
DVD players replaced videotape players.
- DVD oynatıcılar, video kaset oynatıcıların yerini aldı.
Do you know how to play mahjong?
- Mahjong oynamayı biliyor musun?
It is dangerous for children to play in the street.
- Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
He is fond of playing tennis.
- O, tenis oynamaya düşkün.
I like playing football.
- Futbol oynamayı severim.
Tom doesn't know how to play poker.
- Tom nasıl poker oynayacağını bilmiyor.
She used to play poker with us.
- O, bizimle poker oynardı.
I'm feeling a little frisky.
- Kendimi biraz oynak hissediyorum.
You think you can toy with me, but I don't play games.
- Benimle oynayabileceğini düşünüyorsun ama ben oyun oynamam.
Don't toy with her affections.
- Onun duyguları ile oyun oynama.
Don't toy with her affections.
- Onun duyguları ile oyun oynama.
Children play with toys.
- Çocuklar oyuncakları ile oynarlar.