overcome by grief or sorrow

listen to the pronunciation of overcome by grief or sorrow
الإنجليزية - التركية
keder veya üzüntü ile üstesinden
heartbroken
kederli
heartbroken
üzüntülü
heartbroken
kalbi kırık

Leyla, Sami'yi kalbi kırık bırakarak Mısır'a taşındı. - Layla moved to Egypt, leaving Sami heartbroken.

Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum. - I know what it's like to be heartbroken.

heartbroken
çok üzgün

Çok üzgündü ve kendini astı. - He was heartbroken and hanged himself.

heartbroken
{s} acılı
heartbroken
{s} dertli

Tom Mary'nin dertli olmadığını söyledi. - Tom said Mary isn't heartbroken.

Tom Mary'nin dertli olduğunu söyledi. - Tom said Mary is heartbroken.

heartbroken
{s} kâlbi kırık

Leyla, Sami'yi kalbi kırık bırakarak Mısır'a taşındı. - Layla moved to Egypt, leaving Sami heartbroken.

Tom'un annesi kalbi kırıktı. - Tom's mother was heartbroken.

heartbroken
kırık kalpli
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} heartbroken
overcome by grief or sorrow

    الواصلة

    o·ver·come by grief or sor·row

    التركية النطق

    ōvırkʌm bay grif ır särō

    النطق

    /ˈōvərˌkəm ˈbī ˈgrēf ər ˈsärō/ /ˈoʊvɜrˌkʌm ˈbaɪ ˈɡriːf ɜr ˈsɑːroʊ/
المفضلات