Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.
- Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.
Tom elini onun kalbinin üstüne koydu.
- Tom put his hand over his heart.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till it's over.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- The quick brown fox jumps over the lazy dog.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Tom başının üstünde gibi hissetti.
- Tom felt like he was in over his head.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
İlkbahar bitti ve yaz geldi.
- Spring is over and summer has come.
Tom sonunda okul yılının bittiğine memnun.
- Tom is glad the school year is finally over.
O, çok fazla iyimser bir bakış.
- That's an overly optimistic view.
O başladığı işle çok çok fazla para kazanıyor.
- She's making money hand over fist with the business she started.
Tom sözleşmeyi dikkatli bir şekilde baştan sona okudu.
- Tom carefully read over the contract.
Teslim etmeden önce kağıdını baştan sona oku.
- Read over your paper before you hand it in.
Kahvaltıdan kalan sütü içtim.
- I drank the milk that was left over from breakfast.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
- The church is on the hill overlooking the city.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
- Tom heard a helicopter overhead.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
Ben onu tekrar yapmak zorunda mıyım?
- Do I have to do it over again?
Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.
- I've told you over and over again not to do that.
Tom Mary'nin onun hakkında konuştuklarına kulak misafiri oldu.
- Tom overheard Mary talking about him.
Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
- I spoke to him about it over the telephone.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.
- A bird in hand is safer than one overhead.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
En zor bölüm şimdi bitti.
- The hardest part is over now.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Ben onun üstünden tekrar gitmek istemem.
- I don't want to go over it all again.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
Öğretim yılı bitmek üzere.
- The school year is almost over.
Toplantı nerdeyse bitmek üzere.
- The meeting is almost over.
O tamamen boyayla kaplanmıştı.
- He was covered all over with paint.
Liisa tamamen bunalmıştı fakat orada ona yardım edebilecek kimse yoktu.
- Liisa was completely overwhelmed, but there was no one there who could've helped her.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Yeniden başlamalıyım.
- I have to start over.
Yeniden başlayamazsın.
- You can't start over.
Bir taşa takıldım ve yere düştüm.
- I tripped over a stone and fell to the ground.
Tom Mary'nin durduğu yere doğru yürüdü.
- Tom walked over to where Mary was standing.
Aşırı çalışma ve yetersiz yemeklerden dolayı, o hastalandı.
- What with overwork and poor meals, she fell ill.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.
- There are over 800,000 Basque speakers in the world.
Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.
- There are over 2,500 types of snakes in the world.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
- The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Giysilerini zeminin her yerine bırakmaktan vazgeç.
- Stop leaving your clothes all over the floor.
Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Dünyanın her yerinden insanlar İngilizcenin öğrenmek için zor olduğunu söylüyorlar.
- People from all over the world say that English is difficult to learn.
O, 30 yaşın üstünde ama yine de mali açıdan ailesine bağlı.
- He's over 30 but still financially dependent on his parents.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
Sanırım o artık bitti.
- I think it's over now.
2014 Sochi Kış olimpiyatları artık bitti.
- The 2014 Sochi Winter Olympics are now over.
Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
- How to overcome the high value of the yen is a big problem.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Tom hafta sonu boyunca okumak için kütüphaneden bazı kitaplar ödünç aldı.
- Tom borrowed some books from the library to read over the weekend.
Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.
- Kate stays in Izu over the weekend.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Now, over to our man in Tokyo for an on-the-spot report.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
... spread over to relax big daddys got this all under control ...
... Now let's switch over to his tablet and take a look. ...