Tom bir eğlence parkına gitti.
- Tom went to an amusement park.
Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?
- In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?
Şehir geçen yıl inşa edilen lunapark sayesinde ünlü oldu.
- The city became popular thanks to the amusement park constructed last year.
Lunaparkı yapmak on yıl aldı.
- It took ten years to build the amusement park.