Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.
- In this harsh, petty world where money does the talking, his way of life is like a breath of fresh air.
Tom biraz taze hava almak için pencereyi açtı.
- Tom opened the window to get some fresh air.
Temiz hava almak için dışarı çıktı.
- He went outside for a breath of fresh air.
Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
- Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.