Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
- Their lifestyle is different from ours.
Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
- We often hear it said that ours is essentially a tragic age.
Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.
- We like it when others' mistakes are pointed out, but not when ours are.
Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.
- Their apples aren't as good as ours.
Köşe başındaki ev bizim.
- The house on the corner is ours.
Bay Tanaka bizim arkadaşımızdır.
- Mr Tanaka is a friend of ours.
Bizim restoran en iyisidir.
- Our restaurant is the best.
Tatoeba Projesi bizim sanal evimizdir.
- Tatoeba Project is our virtual home.
Paying no attention to Lizzy, Mrs. Gibson began calling out our names in alphabetical order.
Thirdly, I continue to attempt to interdigitate the taxa in our flora with taxa of the remainder of the world.
I'm going to see our Terry for tea.
... and it's ours who don't provide them with those opportunities so they can ...
... locating these businesses around the world, making ours ...