l can schedule my sessions in advance.
- Oturumlarımı önceden zamanlayabilirim.
A few people mentioned they would like to attend some sessions later in the day on the Technical Session Agenda.
- Teknik Oturum Gündeminde birkaç kişi daha sonra gün içindeki bazı oturumlara katılmak istediklerinden söz ettiler.
The Diet is now in session.
- Meclis şimdi oturumda.
The session will be prolonged again.
- Oturum tekrar sürdürülecek.
The court session lasted for three hours.
- Mahkeme oturumu üç saat sürdü.
Tom didn't attend the forum.
- Tom oturuma katılmadı.
The Diet is now in session.
- Meclis şimdi oturumda.