oturuş

listen to the pronunciation of oturuş
التركية - الإنجليزية
sitting

He can finish ten boxes of corn flakes in one sitting. - O, bir oturuşta on kutu mısır gevreğini bitirebilir.

way of sitting, sit
seat
(Tekstil) fitting
set
otur
{f} sitting

Two children are sitting on the fence. - İki çocuk çitin üzerinde oturuyorlar.

The paint on the seat on which you are sitting is still wet. - Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.

otur
have a seat
otur
sit

Where do you want to sit? - Nerede oturmak istiyorsun?

Can I sit beside you? - Senin yanına oturabilir miyim?

otur
{f} sit down

Tom asked Mary to sit down for a while. - Tom Mary'nin bir süre oturmasını rica etti.

Do you want to sit down? - Oturmak istiyor musunuz?

otur
rooms

Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms. - Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.

otur
dwelt
otur
taken a seat
otur
take a seat
otur
{f} abode
otur
{f} dwelling
otur
took a seat
otur
live in

Do you live in this building? - Bu binada mı oturuyorsun?

Those who live in houses made of glass mustn't throw stones at the houses of other people. - Camdan evlerde oturanlar başkalarının evlerine taş atmamalıdır.

otur
reside

More than half of the residents are opposed to the plan. - Oturanların yarısından daha fazlası plana karşı çıkıyor.

The village had more than a thousand residents. - Köyün binden daha fazla oturanı vardı.

otur
{f} dwell
otur
be seated

Would you like to be seated? - Oturmak ister misiniz?

Tom motioned them to be seated. - Tom oturmaları için onlara işaret etti.

otur
sat

He sat on the bench and crossed his legs. - Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

He sat in the front so as to be able to hear. - İşitebilmek için önde oturdu.

otur
sit-down

bence daha da şey çğrenin ben daha 4. sınfa gidiom ve daha bilgiliyim.

otur
abided
tahta oturuş
enthronement
التركية - التركية
Oturmak işi veya biçimi
otur
Artvin yöresinde yetiştirilen bir zeytin cinsi
oturuş
المفضلات