Automobiles are made in factories.
- Otomobiller fabrikalarda yapılır.
The automobile runs on electricity.
- Otomobil elektrikle çalışır.
Falling interest rates have stimulated the automobile market.
- Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
Automobiles replaced carriages.
- Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
This car is a pile of rubbish.
- Bu otomobil bir çöp yığını.
He has a Japanese car.
- O, bir Japon otomobiline sahiptir.
I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
- Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.
I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
- Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.