Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

otoban

listen to the pronunciation of otoban
التركية - الإنجليزية
freeway

I never really thought about this until now, but the lane markers on the freeway are surprisingly long. - Ben gerçekten şimdiye kadar bunun hakkında hiç düşünmedim ama otobandaki şerit belirteçleri şaşırtıcı biçimde uzun.

There was a terrible accident on the freeway yesterday. - Dün otobanda korkunç bir kaza vardı.

highway

The accident took place on the highway. - Kaza otobanda gerçekleşti.

He maintained a steady speed on the highway. - Otobanda sabit bir hızda kaldı.

motorway
autobahn

There's no speed limit on the Autobahn in Germany. - Almanya'da otobanda hız sınırı yok.

Tom tried to impress Mary by driving very fast on the Autobahn, but it didn't work. - Tom otobanda çok hızlı araba kullanarak Mary'yi etkilemeye çalıştı ama işe yaramadı.

expressway

We enjoyed driving along the new expressway. - Yeni otoban boyunca araba sürmek hoşumuza gitti.

I got stuck in heavy traffic on the expressway. - Otobanda yoğun trafikte sıkıştım.

superhighway

The restaurant stands at the junction of two superhighways. - Restoran iki otobanın kavşağında bulunur.

The Internet was also called the information superhighway in the 1990s. - İnternet aynı zamanda 1990'larda bilgi otobanı olarak adlandırıldı.

autobahn, motorway, expressway, freeway otoyol
(Turizm) express way
ayrılmış otoban
divided highway
التركية - التركية
otoban
المفضلات