Tom doesn't want the truth to come out.
- Tom gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.
The stars come out at night.
- Yıldızlar gece ortaya çıkarlar.
The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
- Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
This question has often arisen.
- Bu soru sık sık ortaya çıktı.
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
This tradition arose in China.
- Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.
The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
- Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
- Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.