ortaya çık

listen to the pronunciation of ortaya çık
التركية - الإنجليزية
come out

Tom doesn't want the truth to come out. - Tom gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.

However long you try to hide it, the lies will come out anyway. - Ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, yalanlar her zaman ortaya çıkar.

{f} surfacing
arisen

This question has often arisen. - Bu soru sık sık ortaya çıktı.

A new difficulty has arisen. - Yeni bir zorluk ortaya çıktı.

arose

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

The accident arose from a simple mistake. - Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.

arise

How did this misunderstanding ever arise? - Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?

The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions. - Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.

ortaya çık
المفضلات