The stars come out at night.
- Yıldızlar gece ortaya çıkarlar.
However long you try to hide it, the lies will come out anyway.
- Ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, yalanlar her zaman ortaya çıkar.
The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
- Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
Some unexpected difficulties have arisen.
- Bazı beklenmedik zorluklar ortaya çıktı.
Then arose the question of where we were to get the necessary machinery.
- Sonra gerekli makineyi nereden alacağımız sorunu ortaya çıktı.
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
How did this misunderstanding ever arise?
- Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
- Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.