You have to disappear.
- Ortadan kaybolmak zorundasın.
Forced disappearance is a crime against humanity.
- Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur.
Tom didn't have anything to do with Mary's disappearance.
- Tom'un Mary'nin ortadan kaybolmasıyla ilgisi yoktu.
Sami was connected to the disappearance of Layla Bakir.
- Sami, Leyla Bekir'in ortadan kaybolmasıyla bağlantılıydı.