orijinal

listen to the pronunciation of orijinal
التركية - الإنجليزية
{i} original

The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other. - Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

genunine
unusual, different
prototype
original " özgün; unusual; original
inventive
(an) original
authentic
genuine

This copy of Windows is not genuine. - Windows'un bu kopyası orijinal değil.

echt
master copy
the real thing
novel
sterling
unusual
(Tıp) original product
unaccented
the originator
picturesage
archetypal
unabridged
orijinal (piyes)
straight
orijinal kimse
original
orijinal konyağınız var mı
Have you got an original cognac
orijinal kopya
master copy
orijinal nüsha
progenitor
orijinal olarak
originally

This poem was originally written in French. - Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

This story was originally written in French. - Bu hikaye orijinal olarak Fransızca yazıldı.

orijinal olmayan
unoriginal
orijinal ses
original sound
التركية - التركية
Özgün: "Teslim, bu orijinal isimli kadın, dayımın emektar aşçısıdır."- R. H. Karay
(mecaz) Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan: "Ankara ikliminin en orijinal tarafını ısıda buluruz."- F. R. Atay.; "Zihnim boşaldıkça, Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm."- B. Felek
(sıfat, isim) Fabrikasınca yapılmış olan, taklit olmayan (araç ve gereç)
Otantik
Özgün
Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan: "Ankara ikliminin en orijinal tarafını ısıda buluruz."- F. R. Atay
Özgün: "Teslim, bu orijinal isimli kadın, dayımın emektar aşçısıdır."- R. H. Karay
Fabrikasınca yapılmış olan, taklit olmayan (araç ve gereç)
Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan
ibdai
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Bir nümuneye göre olan
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Nev'i şahsına mahsus, kendine mahsus
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Fr. Bir şeyin aslı. Tuhaf, garib hâli olan
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Vasıf ve keyfiyetleri cihetinden benzerlerinden ayrı ve üstün
ORİJİNAL
(Osmanlı Dönemi) Değişik
orijinal
المفضلات