Çok tertipli değilim.
- I'm not very organized.
Tom çok tertipli değildi.
- Tom wasn't very organized.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Biz daha organize olmalıyız.
- We should get more organized.
O, bir yaz rock festivali düzenledi.
- He organized a summer rock festival.
O toplantıyı kim düzenledi?
- Who organized that meeting?
Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir.
- The public's fascination with organized crime is very disturbing.
Tom çok düzenli değil.
- Tom isn't very organized.
Tom düzenli görünüyor.
- Tom seems to be organized.
Sabahımı düzenlemek için yaklaşık yirmi dakikaya ihtiyacım var.
- I need about twenty minutes to organize my morning.
Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
- I have to organize my schedule before the end of the month.
Dosyalarını organize etmek için hangi metodu kullanıyorsunuz?
- What method do you use to organize your files?
İşleri sergi organize etmektir.
- Their job is to organize exhibitions.
Benjamin Harrison'un kampanyası iyi organize edilmişti.
- Benjamin Harrison's campaign was well-organized.
Karıncalar iyi organize edilmiş bir topluma sahiptir.
- Ants have a well-organized society.
Patricia turnuvayı organize edecek.
- Patricia will organize the tournament.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Tom bu örgütün bir üyesidir.
- Tom is a member of this organization.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.
- She tried to persuade him to organize a boycott.
Sanırım bir parti düzenlememin zamanıdır.
- I think it's time for me to organize a party.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He is playing an important role in our organization.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Your work desk is so neat and tidy - I've never met someone so organized before!.
Organized crime has dramatically increased in our neighbourhood.
Organized crime is largely responsible for the nation’s illicit drug trafficking.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
What kind of research does the organization do?
- Organizasyon ne tür araştırma yapar?
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
The festival was not well organised.
- Festival iyi organize edilmemiş.
We should get more organized.
- Biz daha organize olmalıyız.
Tom organized his CDs by artist.
- Tom CDlerini bir sanatçıyla organize etti.
What is the largest organ in the human body? The answer may surprise you.
- İnsan vücudundaki en büyük organ nedir? Cevap sizi şaşırtabilir.
The brain is the most complex organ in the body.
- Beyin vücuttaki en karmaşık organdır.
... organized the way ours are, their ability to hold things, ...
... And yet the medical profession is not organized around taking ...