Patricia turnuvayı organize edecek.
- Patricia will organize the tournament.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Tom bu örgütün bir üyesidir.
- Tom is a member of this organization.
O bu organizasyonun bir üyesidir.
- She's a member of this organization.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- She is playing an important role in our organization.
WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.
- WHO stands for World Health Organization.
Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?
- How can you contribute to our organisation?
Georgie Fame plays all types of keyboards including electric piano, organ, and Hammond organ.
Wearing a motorcycle helmet is optional in Pennsylvania, but that's no reason for Ben Roethlisberger to go out and practise his organ donor technique.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
Have you heard anything about the organization?
- Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
The surgeon persuaded me to undergo an organ transplant operation.
- Cerrah beni bir organ nakli operasyonu geçirmem için ikna etti.
Tom got a transplant.
- Tom organ nakli oldu.
The brain is the most complex organ in the body.
- Beyin vücuttaki en karmaşık organdır.
The skin is the largest organ of the body.
- Deri, vücudun en büyük organıdır.
... - ( "Charge" plays on organ ) - GOT ANY REQUESTS? ...