Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
- We dissected a frog to examine its internal organs.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.
- Tom was named the head of the organization after the director retired.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
- I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
O bu organizasyonun bir üyesidir.
- She's a member of this organization.
WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.
- WHO stands for World Health Organization.
Terör örgütlerinden nefret ediyorum.
- I hate terrorist organizations.
Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
- This organization was founded one hundred and eleven years ago.
Organizasyon ne tür araştırma yapar?
- What kind of research does the organization do?
O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- He is playing an important role in our organization.
Bu kuruluşun bir üyesidir.
- She is a member of this organization.
Bakteriler mikroskobik organizmalardır.
- Bacteria are microscopic organisms.
Hastalık, organizmanızı zayıf düşürdü.
- The sickness has weakened your organism.
Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
- The small company was taken over by a large organization.
Organizasyon ne tür araştırma yapar?
- What kind of research does the organization do?
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Çok tertipli değilim.
- I'm not very organized.
Tom çok tertipli değildi.
- Tom wasn't very organized.
Tom çok düzenli değil.
- Tom isn't very organized.
Tom düzenli, değil mi?
- Tom is organized, isn't he?
Tom sadece organik gıda yer.
- Tom only eats organic food.
O asıl branş olarak organik kimya okuyor.
- She majors in organic chemistry.
Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
- Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Evleri Feng Shui'ye göre düzenlendi.
- Their house is organized according to Feng Shui.
O toplantıyı kim düzenledi?
- Who organized that meeting?
Uzaydan görülebilen Great Barrier Reef, canlı organizmalar tarafından yapılan dünyadaki en büyük yapıdır.
- Visible from space, the Great Barrier Reef is the largest structure on Earth made by living organisms.
Kamuoyunun örgütlü suça olan hayranlığı çok rahatsız edicidir.
- The public's fascination with organized crime is very disturbing.
Wearing a motorcycle helmet is optional in Pennsylvania, but that's no reason for Ben Roethlisberger to go out and practise his organ donor technique.
Georgie Fame plays all types of keyboards including electric piano, organ, and Hammond organ.
According to a recent survey by Jupiter Research, 80 percent of Web users get information from organic search results.
Most types of German field divisions include an organic reconnaissance battalion, and the remainder have strong reconnaissance companies.
The organization of the book is as follows.
Your work desk is so neat and tidy - I've never met someone so organized before!.
I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six.
- Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.
She's a member of this organization.
- O bu organizasyonun bir üyesidir.
What kind of research does the organization do?
- Organizasyon ne tür araştırma yapar?
This organization was founded one hundred and eleven years ago.
- Bu organizasyon yüz on bir yıl önce kuruldu.
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
What is the largest organ in the human body? The answer may surprise you.
- İnsan vücudundaki en büyük organ nedir? Cevap sizi şaşırtabilir.
The skin is the largest organ of the body.
- Deri, vücudun en büyük organıdır.
Tom underwent an organ transplant surgery.
- Tom'a organ nakli ameliyatı yapıldı.
Tom got a transplant.
- Tom organ nakli oldu.
... - ( "Charge" plays on organ ) - GOT ANY REQUESTS? ...