The screen has an aspect ratio of 4:3.
- Ekran, 4:3 en-boy oranına sahip.
The channel has low signal-to-noise ratio.
- Kanal düşük sinyal-gürültü oranına sahip.
At what rate did the illness spread?
- Hastalık ne oranda yayıldı.
How much is the monthly rate?
- Aylık oran ne kadardır?
The media blew the whole thing out of proportion.
- Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
- Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.
You can use a psychrometer to measure relative humidity.
- Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
It's difficult to breathe when humidity is high.
- Nem oranı yüksek olduğunda nefes almak zordur.
You can use a psychrometer to measure relative humidity.
- Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
As a measure to prevent another period of inflation, our government has jacked up interest rates.
- Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
Total debt as a proportion of total assets. This is an indication of the extent to which a firm has to meet interest payments. If a firm suffering a downturn in its gross profits has high leverage, it could face insolvency.
It can be hard to find skilled employers in southeast of Turkey where the literacy rate is low.
Cürüm nispeti mütemadiyen fazlalaşıyor.
- Suç oranı sürekli olarak artıyor.