Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
- I called his office again and again, but no one answered.
Tek bir taşla iki kuş öldür.
- Kill two birds with one stone.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- No one wants to listen to my opinions.
Onu hiç kimse anlamıyor.
- No one understands that.
Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım.
- I lost my watch, so I have to buy one.
Ofiste bir tane satın almak zorundasın.
- You have to buy one at the office.
Onun için sadece siz değil aynı zamanda ben de sorumluyum.
- You are not the only one responsible for it, I am too.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
- If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
Her birimiz elinden geleni yapmalı.
- Each one of us should do his best.
Her birinize inancım var.
- I have faith in each and every one of you.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.
Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi.
- No one wanted to insult these men.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
- One more person will be joining us later.