Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.