Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
- You shouldn't miss the opportunity to see it.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.
- One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.
Bu dünyada hiçbir güvenlik yoktur; sadece şans vardır.
- There is no security on this earth; there is only opportunity.
... government has not taken an opportunity. For instance, a very fair deal was offered in ...
... because we want to give these gateways of opportunity for all Americans, because if ...