تعريف operating في الإنجليزية التركية القاموس.
- ölçüm yapma
- faaliyette bulunan
- çalıştırma
Gece yarısından sonra bir dans kulübü çalıştırmak Japon hukukuna göre yasal değildir.
- Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
- işletme
İşletme maliyetlerini kısmamız gerekir.
- We need to cut down operating costs.
O, o zaman bir traktörü işletmekle meşguldü.
- At that time she was engaged in operating a tractor.
- {f} işlet
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
- ameliyat
Tom ameliyat masasında, baygın hâlde yatıyordu.
- Tom was lying unconscious on the operating table.
Tom ameliyat masasında öldü.
- Tom died on the operating table.
- işleterek
- işletim
Favori işletim sistemin nedir?
- What's your favorite operating system?
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
- {s} kullanma
- {f} işlet: prep.işleterek
- operate
- ameliyat etmek
Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate immediately.
Acilen ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate urgently.
- operate
- işletmek
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
- system
- {i} sistem
Komünizm, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde uygulanmış sistemdir.
- Communism is the system practiced in the Soviet Union.
N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.
- The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system
- operate
- çalıştırmak
Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.
- The lawn mower needs gas to operate.
Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
- This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
- operating account
- Mâliyet merkezi
- operating cost
- (Askeri) harekat maliyeti
- operating costs
- (Ticaret) işletme maliyeti
- operating costs
- (Ticaret) işletme masrafları
- operating current
- (Elektrik, Elektronik) çalışma akımı
- operating current
- (Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) çalıştırma akımı
- operating handle
- (Avcılık,Teknik) çalıştırma kolu
- operating instructions
- (Bilgisayar) işletme talimatları
- operating instructions
- (Otomotiv) çalıştırma talimatları
- operating instructions
- (Bilgisayar) işletim yönergesi
- operating lever
- (Otomotiv) işletme kolu
- operating lever
- (Askeri) kama kolu
- operating life
- (Bilgisayar,Teknik,Ticaret) çalışma ömrü
- operating limits
- (Bilgisayar,Teknik,Ticaret) çalışma sınırları
- operating limits
- çalışma koşulları
- operating mode
- (Askeri) çalışma modu
- operating mode
- (Bilgisayar) işletim kipi
- operating power
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) çalışma gücü
- operating profit
- (Ticaret) işletme karı
- operating radius
- (Askeri) hareket yarıçapı
- operating rights
- (Kanun) işletme hakları
- operating room
- (Tıp) operasyon odası
- operating rooms
- (Tıp) ameliyathaneler
- operating slide
- (Askeri) kapak sürgü kolu
- operating speed
- çalışma hızı
- operating system
- (Bilgisayar) işletim dizgesi
- operating systems
- işletim sistemleri
- operating weight
- (Askeri) uçuş ağırlığı
- operating characteristic
- çalışma davranışı
- operating characteristic curve
- onanma olasılığı eğrisi
- operating condition
- işletme koşulu
- operating console
- işletim konsolu
- operating control
- işletim kontrolu
- operating cost
- işletim maliyeti
- operating costs
- işletme giderleri
- operating engineer
- işletim mühendisi
- operating expense
- işletme gideri
- operating income
- işletme geliri
- operating instructions
- işletim talimatı
- operating lever
- kumanda kolu
- operating profit
- işletme kârı
- operating revenue
- işletme geliri
- operating revenue
- faaliyet geliri
- operating room
- işletim odası
- operating surgeon
- işletim operatörü
- operating system
- işletim sistemi
- operating system
- işletim jüyesi
- operating table
- işletim masası
- operating table
- ameliyat masası
- operating theatre
- ameliyat odası
- operating cash flow
- işletme nakit akışı
- operating condition
- çalışma koşulu
- operating conditions
- çalışma koşulları
- operating cost
- işletme maliyeti
- operating cycle
- (Finans) Bir işletmenin faaliyet konusunu oluşturan mali hammadde halinden itibaren tedarik edip üretmesi, stokta bulundurması, satması ve mal bedelini alıcıdan tahsil etmesini içeren ortalama süre
- operating environment
- Çalışma ortamına
- operating error
- işletim hata
- operating expense
- işletim gideri
- operating instruction
- çalıştırma talimatı
- operating lease arrangement
- işletme kira düzenlemesi
- operating mechanism
- işletme mekanizması
- operating period
- işletme dönemi
- operating profit margin
- faaliyet kar marjı
- operating ratio
- işletim oranı
- operating revenue
- işletme geliri, faaliyet geliri
- operating staff
- işletme personeli
- operating statement
- işletme giderleri çizelgesi
- operating station
- işletim istasyonu
- operating voltage for
- Çalışma gerilimi için
- Operating Data Window
- (Tekstil) Çalıştırma Verileri ekranı
- Operating hours
- (Tekstil) Çalışma saatleri
- Operating pressure
- (Tekstil) Çalışma basıncı
- Operating pressure monitor
- (Tekstil) Çalışma basıncı gözleyici
- operating accounts
- (Avrupa Birliği) işletme hesapları, faaliyet hesabı
- operating agency
- (Askeri) İDARİ ÜST MAKAM: Belirli idari yetki ve sorumluluklara sahip olan üst makam
- operating air
- (Nükleer Bilimler) çalıştırma havası
- operating asset
- (Ticaret) işletme aktifi
- operating assets
- (Ticaret) işletme kaynaklan
- operating base
- (Askeri) Harekat merkezi
- operating base; order of battle
- (Askeri) harekat üssü; muharebe düzeni
- operating bases
- (Elektrik, Elektronik) işletme yerleri
- operating beds
- (Askeri) hasta yatakları mevcudu
- operating beds
- (Askeri) HASTA YATAKLARI MEVCUDU: Hasta tedavisine her an hazır, kurulmuş vaziyette duran, sıhhi tedavi tesisi yatakları. Tesis, personel ve malzeme bakımından faal durumdadır
- operating beds available
- (Askeri) AÇIK HASTA YATAĞI MEVCUDU: Bir sıhhi bakım tesisinde halen hastalara tahsis edilmemiş yatak mevcudu
- operating budget
- (Askeri) CARİ GELİR VE GİDER BÜTÇESİ: İşletme programının ana kısmı. Bu kısım mali planları; bütçe yılına ait işletme programını destekleyen maliyetler (karşılıklı ve karşılıksız) ve taahhütler halinde, teferruatlandırır. Cari gelir ve gider bütçesi, her seviyedeki komutanın sorumlu olduğu faaliyet ve görevleri destekleyecek bir mali plan temin eder. Cari gelir ve gider bütçeleri, idari ve manajman maksatları için kullanılır ve fonları taahhüde bağlama yetkisi için bir vasıta olarak faydalanılmazlar
- operating button
- çalıştırma düğmesi
- operating cable
- işletme kablosu
- operating cable
- (Otomotiv) çalıştırma kablosu
- operating cable
- (Otomotiv) kumanda teli
- operating cable
- (Otomotiv) kumanda kablosu
- operating ceiling
- (Askeri) AZAMİ UÇUŞ YÜKSEKLİĞİ, UÇUŞ TAVANI: Belirli bir hava aracının normal olarak faayette bulunabileceği azami irtifa
- operating ceiling
- (Askeri) uçuş tavanı
- operating ceiling
- (Askeri) azami uçuş yüksekliği
- operating cone
- çalıştırma konisi
- operating cost
- (Askeri) İŞLETME MALİYETİ, İŞLETME MASRAFI, HAREKAT MALİYETİ
- operating cost
- işletim maliyeti,işletme masrafı
- operating current
- calistirma akimi
- operating cycle
- (Nükleer Bilimler) işletme çevrimi
- operating cycles
- işletme çevrimleri
- operating cycles
- çalışma çevrimleri
- operating device
- işletme tertibatı
- operating display
- (Bilgisayar) işletim göstericisi
- operating fee
- (Ticaret) işletim ücreti
- operating forces
- (Askeri) HAREKAT KUVVETLERİ: Muharebenin ayrılmaz destek unsurları olarak başlıca görevleri muharebeye katılmak olan kuvvetler. Ayrıca bakınız: "combat forces", "combat service support elements", "combat support elements", "combat support troops"
- operating forces
- (Askeri) harekat kuvvetleri
- operating frequency
- (Nükleer Bilimler) çalışma frekansı
- operating handle
- (Askeri) KAMA KOLU KABZASI: Toplarda, kamanın açılıp kapanması için kama kolunu işleten kol
- operating head
- çalışma düşüşü
- operating influences
- calisma etkilenimi
- operating ledger
- (Ticaret) işletme defteri
- operating level of supply
- (Askeri) işletme ikmal seviyesi
- operating level of supply
- (Askeri) İŞLETME İKMAL SEVİYESİ, İŞLETME STOK SEVİYESİ (ORD.): Yapılan istekler veya ardarda sevkıyatın varışı arasındaki devrede faaliyetin devam ettirilmesi için gerekli malzeme miktarları. Bu miktarlar, tespit edilmiş bulunan bütünleme ikmal devresi (aylık, on beş günlük vesaire) üzerinden hesap edilmelidir. Ayrıca bakınız: "level of supply"
- operating level of supply
- (Askeri) işletme stok seviyesi
- operating lever
- (Askeri) KAMA KOLU: Bir topun kamasını açıp kapamaya yarayan manivela
- operating license
- (Avrupa Birliği) işletme ruhsatı
- operating life
- calisma omru
- operating limitations
- işletim sınırları
- operating limits
- calisma sinirlari
- operating line
- işletme doğrusu
- operating line
- çalışma eğrisi
- operating load
- (Teknik,Ticaret) işletme yükü
- operating location
- (Askeri) çalıştırma mahalli
- operating loss
- (Ticaret) faaliyet zararı
- operating maintenance
- (Askeri) İŞLETME BAKIMI PERİYODİK BAKIM: Kullanılan teşkiller tarafından araçlara ve diğer malzemeye yapılan, programlanmış ve programlanmamış, bütün bakım ve onarım. Ayrıca bakınız: "schedule maintenance"
- operating memory
- (Bilgisayar,Teknik) işletme belleği
- operating memory
- isletme bellegi
- operating overload
- calisirken asiri yuk
- operating period
- faaliyet süresi
- operating personnel
- (Askeri) İŞLETME PERSONELİ: Kara Ordusu personel kullanma direktifleri ile idari personeli görevlerini veya esas görevleri yerine getirmek üzere tahsis ve Kara Kuvvetleri Komutanlığınca teşkilat ve malzeme kadro birlikleri olarak, özel surette kurulmuş olmaları hali müstesna-kuruluş dışı kadro birlikleri halinde teşkil edilmiş askeri personel
- operating piston
- çalıştırma pistonu
- operating point
- calisma noktasi
- operating policy
- (Askeri) işletim politikası
- operating program
- (Askeri) İŞLETME PROGRAMI: Her Ordu Komutanlığı, makam ve tesis tarafından hazırlanan ve bu komutanlık, makam ve tesisin ulaşması gerekli yıllık hedefleri, mevcut kaynaklarla (insan gücü, malzeme, para) bağlantılı olarak gösteren program
- operating radius
- (Askeri) FAALİYET YARIÇAPI: Bir uçağın bir noktadan kalkarak, yakıt ikmali yapmaksızın, vazifeye tahsis edilen belirli bir süre hedef sahasında kaldıktan sonra, tekrar aynı noktaya dönüşü ve bunu gösteren mesafe
- operating range
- işletme aralığı
- operating range
- (Nükleer Bilimler) işletme bölgesi
- operating range
- çalıştırma aralığı
- operating rate
- (Ticaret) kapasiteden yararlanma oranı
- operating rating
- işletme değerlendirmesi
- operating ratio
- (Ticaret) işletme oranı
- operating ratios
- (Ticaret) faaliyet oranları
- operating records
- (Nükleer Bilimler) işletme kayıtları
- operating result
- (Ticaret) faaliyeti sonucu
- operating result
- (Ticaret) işletme sonucu
- operating result
- (Ticaret) faaliyet sonucu
- operating right
- (Avrupa Birliği) işletme hakkı
- operating rod
- çevirme tiji
- operating rod
- sürgü tahrik çubuğu
- operating rod
- (Otomotiv) çalıştırma çubuğu
- operating room
- ameliyat odası
- operating rules
- işletme esasları
- operating safety
- (Mekanik) çalışma güvenliği
- operating schedule
- (Askeri) İŞLETME ZAMAN ÇİZELGESİ: Belirli bir hedefin zamanca safhalanmasını yapan, programlama ve bütçeleme için, gerekli, teferruatlı bir çizelge
- operating section
- (Askeri) İŞLETME KISMI: Bak. "communıcatıons center"
- operating section
- (Askeri) işletme kısmı
- operating sequence
- manevra sirasi (mekanik anahtar)
- operating service
- işletme servisi
- operating shaft
- (Otomotiv) çalıştırma mili
- operating shaft
- (Otomotiv) el fren mili
- operating slide
- (Askeri) KAPAK SÜRGÜ KOLU: Browning makinalı tüfeklerde; doldurma, boşaltma ve tutukluğu gidermek için, kapak takımının açılmasına ve ateş etmek için kapanmasına imkan veren tertibat
- operating speed
- (Askeri) DEVİR SÜRATİ: Bazı tip motorlarda dakikada devir adedi
- operating stage
- işletim evresi
- operating states
- (Nükleer Bilimler) işletme durumları
- operating strip
- (Askeri) İcra yayı
- operating surgeon
- cerrah
- operating surgeon
- operatör
- operating switch
- (Otomotiv) kumanda düğmesi
- operating switch
- (Otomotiv) çalıştırma düğmesi
- operating system
- (Askeri) İŞLETİM SİSTEMİ: Bilgisayar programlarının icrasını kontrol eden sistem
- operating system 2
- OS/2 İşletim Sistemi
- operating system choice
- (Bilgisayar) işletim sistemi seçeneği
- operating target
- (Askeri) harekat hedefi
- operating tempo
- (Askeri) harekat temposu
- operating theater
- ameliyat odası
- operating theater
- ameliyathane
- operating time
- işletme zamanı
- operating transmitter
- yayindaki verici
- operating valve
- işletme valfi
- operating valve
- kumanda valfi
- operating voltage
- (Askeri,Elektrik, Elektronik) çalışma gerilimi
- operating weight
- (Askeri) UÇUŞ AĞIRLIĞI: Uçuş için teçhiz edilmiş bir uçağın ağırlığı, terim icabında, özel bir tarife ihtiyaç gösterir; fakat, genellikle, yakıt, mürettebat, mürettebat teçhizatı ile acil veya olağanüstü durum teçhizatını içine alır
- operate
- çalışmak
Bir uydu uzayda büyük sıcaklık farklılıkları içinde çalışmak zorundadır.
- A satellite has to operate in space within massive temperature differences.
- operate
- işlemek
- exclusive operating rights
- (Ticaret) münhasır işletme hakları
- exclusive operating rights
- (Kanun) inhisari işletme hakları
- indirect operating cost
- (Ticaret) dolaylı işletme gideri
- oper
- (Bilgisayar) işleç
- operate
- ameliyat yapmak
- operate
- idare etmek
- operate
- (Ticaret) faaliyet göstermek
- operate
- (Felsefe) eylemek
- operate
- yönetmek
- system
- bünye
- system
- düzenlilik
- operate
- işlet
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
- base operating support; battlefield operating system
- (Askeri) üs harekat desteği; muharebe sahası işletim sistemi
- in operation
- çalışır durumda
- in operation
- yürürlükte
- in operation
- faal durumda
- operate
- çalış/çalıştır
- operate
- {f} etki etmek
- operate
- (Nükleer Bilimler) çalıştırma
Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
- That was all he needed to operate his computer.
Bilgisayarı çalıştırmayı kolay buldum.
- I found it easy to operate the computer.
- operate
- (Askeri) İŞLETMEK, ÇALIŞTIRMAK
- operate
- {f} ameliyat yapmak. 4
- operate
- ameliyat et- mek
- operate
- {f} (ticari/sınai bir kuruluşu) işletmek, yönetmek, idare etmek