Tom'un işlemi hakkında birkaç sorum var.
- I have a few questions about Tom's operation.
VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
- VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
Acilen ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate urgently.
Derhal ameliyat etmek zorundayız.
- We have to operate immediately.
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
O bir casusluk operasyonu.
- It's a cloak-and-dagger operation.
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
- He said to himself, Will this operation result in success?
Gemi batmadan önce radyo operatörü son bir mesaj yayınladı -SOS!
- Before the ship sank, the radio operator broadcast one final message - SOS!
Tom oteldeki asansör operatörü ile iyi arkadaş oldu.
- Tom became good friends with the elevator operator in their hotel.
Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak.
- Tom will eventually need an operation.
Ameliyat edilmeye karar verdi.
- He decided to have the operation.
Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
- That was all he needed to operate his computer.
Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
- The appliance is wonderfully simple to operate.
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.
- Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.
Bir uydu uzayda büyük sıcaklık farklılıkları içinde çalışmak zorundadır.
- A satellite has to operate in space within massive temperature differences.
İşletme maliyetlerini kısmamız gerekir.
- We need to cut down operating costs.
O, o zaman bir traktörü işletmekle meşguldü.
- At that time she was engaged in operating a tractor.
Plan faaliyete geçirildi.
- The plan was put into operation.
İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.
- The first electronic computers went into operation in 1945.
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- Do you have a license to operate a boat?
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Gece yarısından sonra bir dans kulübü çalıştırmak Japon hukukuna göre yasal değildir.
- Operating a dance club after midnight is illegal according to Japanese law.
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
- VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
- The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
Coimbra Üniversitesi 1290 yılında kurulmuştur. Avrupa'da ve dünyada sürekli çalışmakta olan en eski üniversitelerinden biridir.
- The University of Coimbra was established in 1290. It is one of the oldest universities in continuous operation in the world.
Tom neredeyse Mary'nin ameliyat masasında öldüğünü söyledi..
- Tom said Mary almost died on the operating table.
Onu ameliyathaneye taşı.
- Carry her to the operating room.
Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor.
- It seems that certain operations cannot take place.
Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
- Sex change operations are now tax-deductible.
Bilgisayarını çalıştırmak için gerekli olanın tümü oydu.
- That was all he needed to operate his computer.
Bilgisayarı çalıştırmayı kolay buldum.
- I found it easy to operate the computer.
Tom bir treni kullanmak için yeterli deneyime sahip değildir.
- Tom doesn't have enough experience to operate a train.
Elbette, vinç kullanmak için bir lisans gerekli.
- Of course, a license is needed to operate a crane.
Arkadaşım yeni işletim sistemi için bir kullanıcı arayüzü tasarlıyor.
- My friend is designing a user interface for the new operating system.
Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.
- Linux is a free operating system; you should try it.
It is dangerous to look at the beam of a laser while it is in operation.
The Katrina relief operation was considered botched.
They run a multinational produce-supply operation.
She had an operation to remove her appendix.