Bana pencereyi açık bırakmamı söyledi.
- He told me to leave the window open.
Twitter, açık kaynağı sever.
- Twitter loves open source.
Tom Mary'yi ona gönderilen bir zarfı açmak için buğulama yapmaya çalışırken yakaladı.
- Tom caught Mary trying to steam open an envelope addressed to him.
Zarfı açmak için yırttı.
- Tom ripped open the envelope.
Amerika Birleşik Devletlerinde sivil haklar için mücadele 1954 yılında başladı, hükümetin herkese okul açılmak zorunda olduğunu söylediğinde.
- The fight for civil rights in the United States started in 1954, when the government said school had to be open to everyone.
Tom Mary'yi ona gönderilen bir zarfı açmak için buğulama yapmaya çalışırken yakaladı.
- Tom caught Mary trying to steam open an envelope addressed to him.
Tom zarfı açmak için yırttı.
- Tom tore open the envelope.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Açılış töreni dün gerçekleşti.
- The opening ceremony took place yesterday.
Sana karşı tamamen dürüstüm.
- I have been completely open with you.
Ben açık ve dürüsttüm.
- I was open and honest.
Bu kapıyı açma, lütfen.
- Don't open this door, please.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.
- Fresh produce is sold at an open-air market.
Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Kayıt konseri ücretsizdir ve herkese açıktır.
- The record concert is free of charge and is open to everyone.
O yer herkese açıktır.
- That place is open to everybody.
Tom kapıyı daha geniş açtı.
- Tom opened the door wider.
Tom'un gözleri geniş açıldı.
- Tom's eyes opened wide.
Sihirli lamba kırılıp açıldı ve cin serbest kaldı.
- The magic lamp broke open and the genie was released.
Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.
- He opened the cage and set the birds free.
Wary of hunters, the fleeing deer kept well out of the open, dodging instead from thicket to thicket.
The man is an open book.
I couldn't save my changes because another user had the same file open.
It was as if his body had gone to sleep standing up and with his eyes open.
Banks are not open on bank holidays.
Jeff opens his hand revealing a straight flush.
We have got to bring this company's corrupt business practices into the open.
Open the door, please.
- Please open the door.
The instant he opened the door, he smelt something burning.
- As soon as he opened the door, he smelled something burning.
... with their promotion prospects, the openness ...
... sacrificing openness and creativity? ...