opening, breach; hiatus; space; great difference, disparity

listen to the pronunciation of opening, breach; hiatus; space; great difference, disparity
الإنجليزية - التركية

تعريف opening, breach; hiatus; space; great difference, disparity في الإنجليزية التركية القاموس.

gap
boşluk/aralık
gap
{i} fark

Onlar arasında kuşak farkı var. - There is a generation gap between them.

Toplum büyük bir yaş farkı olan insanlar arasında ilişkiyi teşvik etmez. - Society does not encourage relationships between people who have a large age gap.

gap
yarmak
gap
{f} yol aç
gap
(görüş) ayrılık
gap
yarık
gap
{i} aralık

Onlar arasındaki aralık daraldı. - The gap between them has narrowed.

gap
(Askeri) GEDİK, BOŞLUK: Bir engelin boş bırakılan kısmı. Bu boşluk; bir dost birliğin muharebe düzeninde geçmesine imkan verecek genişliktedir. 15 metreden fazla ve pek seyrek olarak, 90 metreden az olur. Ayrıca bakınız: "phony minefield"
gap
ihtilaf
gap
{i} eksiklik
gap
fikir ayrılığı
gap
gedik
gap
{i} ara

İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır. - There is a wide gap in the opinions between the two students.

Onlar arasında kuşak farkı var. - There is a generation gap between them.

gap
{i} boşluk

Boşluk beklediğimden daha büyüktü. - The gap was bigger than I expected.

Matematik bilgimde birçok boşluklarım var. - There's a lot of gaps in my knowledge of math.

gap
{i} açıklık

Tom kapının mandalını açmaya çalışmak için açıklıktan çite ulaştı. - Tom reached through the gap in the fence to try to unlatch the gate.

gap
{i} geçit

Bu geçit daralmaktadır. - That gap is narrowing.

gap
açık,v.yol aç: n.boşluk
gap
(isim) boşluk, aralık, açıklık, geçit, ara, ayrılık, uçurum, fark
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} gap
opening, breach; hiatus; space; great difference, disparity
المفضلات