Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.
- Fresh produce is sold at an open-air market.
Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal oldu.
- The open-air concert was cancelled because of the rain.
Açık havada üç saat geçirdik.
- We spent three hours in the open air.
Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
- People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
- People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
... this town is an open air museum of celtic architecture ...