الإنجليزية - التركية
تعريف one who takes part in a situation في الإنجليزية التركية القاموس.
- actor
- {i} oyuncu
Bir erkek oyuncuya benziyor muyum?
-Do I look like an actor?
Ben onun büyük bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum.
-I don't think he's a great actor.
- actor
- {i} erkek oyuncu
Leonardo DiCaprio, Hayalet filminde Hugh Glass rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazandı.
-Leonardo DiCaprio won the Oscar for best actor for his role as Hugh Glass in The Revenant.
Bir erkek oyuncu gibi görünüyor muyum?
-Do I look like an actor?
- actor
- {i} aktör
O, Amerikan sahnesinde en iyi aktör oldu.
-He became the finest actor on the American stage.
O bir garson ve bir aktördür.
-He is a waiter and an actor.
- actor
- {i} katılımcı
- actor
- yapan kimse
- actor
- bir olayda yer alan kimse
- actor
- (Sosyoloji, Toplumbilim) fail
- actor
- (Sosyoloji, Toplumbilim) edimci
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف one who takes part in a situation في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- actor
- one who takes
- {i} taker
المصطلحات ذات الصلة
one who takes part in a situation
الواصلة
one who takes part in a si·tu·a·tionالتركية النطق
hwʌn hu teyks pärt în ı sîçueyşınالنطق
/ˈhwən ˈho͞o ˈtāks ˈpärt ən ə ˌsəʧo͞oˈāsʜən/ /ˈhwʌn ˈhuː ˈteɪks ˈpɑːrt ɪn ə ˌsɪʧuːˈeɪʃən/
Resimler
المفضلات