one who supports, a defender, a prop

listen to the pronunciation of one who supports, a defender, a prop
الإنجليزية - التركية

تعريف one who supports, a defender, a prop في الإنجليزية التركية القاموس.

supporter
taraftar

Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti. - The speech made by the president yesterday delighted his supporters.

Onlar İngiliz taraftarlarına Muhafazakarlar adını verdiler. - They called British supporters Tories.

supporter
{i} destekçi

Radyonun büyük bir destekçisi değilim. - I'm not a big supporter of the radio.

Sadece Esperantist'ler değil fakat aynı zamanda Esperanto destekçileri de kongreye katılabilirler. - Not only Esperantists, but also supporters of Esperanto may participate in the Congress.

supporter
savunucu
supporter
lehtar
supporter
süspansüvar
supporter
{i} bileklik
supporter
{i} destek olan kimse
supporter
{i} destek

Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil. - Your father's friends aren't his only supporters.

Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi. - Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.

supporter
{i} lehdar
supporter
{i} sponsor
supporter
{i} haya bağı
supporter
{i} suspansuvar
supporter
{i} korse
supporter
{i} arka

Arkasında zengin bir destekleyicisi var. - He has a wealthy supporter behind him.

Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil. - Your father's friends aren't his only supporters.

supporter
{i} arka çıkan kimse
supporter
{i} (birini/bir şeyi) destekleyen kimse, destekçi; taraftar
supporter
{i} yardımcı
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} supporter
one who supports, a defender, a prop
المفضلات