one who runs, a shoot, rope, stone, bird

listen to the pronunciation of one who runs, a shoot, rope, stone, bird
الإنجليزية - التركية

تعريف one who runs, a shoot, rope, stone, bird في الإنجليزية التركية القاموس.

runner
{i} atlet

Yeraltı şehrinden kaçan atlet sen misin? - Are you the runner who escaped the underground city?

Biz Afrikalılar mükemmel atlet ve koşucularız. - We Africans are excellent athletes and runners.

runner
(Askeri) yaya haberci
runner
(Ticaret) müteahhit
runner
(Ticaret) akar
runner
ayakçı
runner
kirişleme
runner
kızak demiri
runner
{i} haberci
runner
{i} (Botanik) sürüngen sap
runner
{i} koşucu

Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum. - Next to him, I'm the fastest runner in our class.

Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır. - These birds don’t fly well but they are excellent runners.

runner
{i} İng., k.dili. çalıfasulyesi
runner
{i} palanga ipi
runner
{i} yol halısı
runner
ray/filiz/ulak/koşucu
runner
(isim) koşucu, atlet, yarışçı, yarış atı, ulak, haberci, çığırtkan, dağıtıcı, kaçakçı, ray, çark, saban demiri, palanga ipi
runner
{i} ayak işlerini yapan kimse, ayakçı
runner
{i} dağıtıcı
runner
yerde kökler salarak uzanan bitki veya bu bitkinin sapı
runner
{i} çığırtkan
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} runner
one who runs, a shoot, rope, stone, bird
المفضلات