Tutukluya özgürlüğü verildi.
- The prisoner was given his freedom.
Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.
- The prisoner asked to be released early.
Hiçbir tutsak götürülmedi.
- No prisoners were taken.
Grant, 14.000 tutsak aldı.
- Grant took 14,000 prisoners.
Onlar esir alındılar.
- They were taken prisoner.
Ben esir tutuluyorum.
- I'm being held prisoner.
Tom bir yerde mahpus tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
O bir hükümlüye işkence etti.
- He tortured a prisoner.
Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.
- The prison guard made every prisoner write a novel.