one who expounds, represents or advocates

listen to the pronunciation of one who expounds, represents or advocates
الإنجليزية - التركية

تعريف one who expounds, represents or advocates في الإنجليزية التركية القاموس.

exponent
yandaş
exponent
(Matematik) yorumlayıcı
exponent
misal
exponent
(Matematik) açıklayıcı
exponent
savunucu
exponent
(Matematik) eksponent
exponent
(görüş/inanç) taraftar
exponent
üs

Üstel fonksiyonun yatay asimptotu vardır. - The exponential function has a horizontal asymptote.

İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir. - The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function.

exponent
(sıfat) beyan ve ifade eden; temsil eden
exponent
üs kuvvet katsayı
exponent
(isim) (mat.) üs
exponent
(isim) örnek, misal, sembol
exponent
{i} beyan eden kimse
exponent
(Askeri) ÜST, ÜS
exponent
{i} mat. üst, üs
exponent
{i} savunucu, taraftar
exponent
{i} üs [mat.]
exponent
{i} kuvvet [mat.]
الإنجليزية - الإنجليزية
exponent