one who bakes; one who owns a bakery

listen to the pronunciation of one who bakes; one who owns a bakery
الإنجليزية - التركية
bir pişiren, bir fırın sahibi
baker
fırıncı

Belediye Binası önünde fırıncı fiyatlarını artırdı. - The baker in front of City Hall increased his prices.

Fırıncı hamura tuz atmayı unuttu. - The baker forgot to put salt in the dough.

baker
{i} ekmekçi

Bakkal, manav, ekmekçi, sütçü ve başkalarına da ödeme yapmalıyım. - And I've also got to pay the grocer, the greengrocer, the bakery, the dairy and what have you.

baker
{i} portatif fırın
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} baker
one who bakes; one who owns a bakery
المفضلات