one of the horizontal airfoils on either side of the fuselage of an airplane

listen to the pronunciation of one of the horizontal airfoils on either side of the fuselage of an airplane
الإنجليزية - التركية

تعريف one of the horizontal airfoils on either side of the fuselage of an airplane في الإنجليزية التركية القاموس.

wing
{i} ek bina

Hastanenin üç ek binası var. - The hospital has three wings.

wing
(Askeri) uçuş kolu
wing
kanatlandırmak
wing
uçurmak
wing
kanadından vurmak

Onu kanadından vurmak zorunda kalacağım. - I'll have to wing it.

wing
kolundan yaralamak
wing
{i} burun kanadı
wing
{f} uçmak

İnsanlar uçmak için amaçlansalardı kanatları olurdu. - If humans were meant to fly, they would have wings.

Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim. - If I had wings to fly, I would have gone to save her.

wing
uçarak götürmek
wing
(fiil) kanat takmak, hızlandırmak, kanatlanmak, uçmak, uçarak geçmek, kanadını yaralamak, kolundan yaralamak
wing
{f} uçarak geçmek
wing
{i} uçma

Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim. - If I had wings to fly, I would have gone to save her.

Keşke uçmak için kanatlarım olsa. - I wish I had wings to fly.

wing
{i} futbol açık (oyuncu)
wing
{i} çoğ., tiy. kulis
wing
ya
wing
açıkta oynayan futbolcu
wing
{f} kanat takmak
wing
{i} hava filosu
wing
{i} (kuş, uçak, bina, ordu, futbol veya siyasi partiye ait) kanat
الإنجليزية - الإنجليزية
wing
one of the horizontal airfoils on either side of the fuselage of an airplane

    الواصلة

    one of the ho·ri·zon·tal airfoils on ei·ther side of the fu·se·lage of an air·plane

    التركية النطق

    hwʌn ıv dhi hôrızäntıl erfoylz ôn aydhır sayd ıv dhi fyusılîc ıv ın erpleyn

    النطق

    /ˈhwən əv ᴛʜē ˌhôrəˈzäntəl ˈerˌfoilz ˈôn ˈīᴛʜər ˈsīd əv ᴛʜē ˈfyo͞osələʤ əv ən ˈerˌplān/ /ˈhwʌn əv ðiː ˌhɔːrəˈzɑːntəl ˈɛrˌfɔɪlz ˈɔːn ˈaɪðɜr ˈsaɪd əv ðiː ˈfjuːsəlɪʤ əv ən ˈɛrˌpleɪn/
المفضلات