Bir kez daha deneyelim.
- Let's try one more time.
Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
- Read it one more time, please.
Bu mantarı yiyebilir miyim? Bir şeyi bir kez yiyebilirsin.
- Can I eat this mushroom? You can eat anything one time.
Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom.
- I'm only going to ask you this one time, Tom.
Klinik, bir seferde hasta başına iki ziyaretçiye izin verdi.
- The clinic allowed only two visitors per patient at any one time.
Ben dışarıya bir seferde kaç tane kitap alabilirim?
- How many books can I take out at one time?
Tom şimdi Mary ile evli ama o vaktiyle Alice ile evliydi.
- Tom is married to Mary now, but at one time he was married to Alice.
... >>Kevin Allocca: Let's hear it one more time for Taylor Swift. ...