one more time

listen to the pronunciation of one more time
الإنجليزية - التركية
bir kere daha
bir kez daha

Bir kez daha deneyelim. - Let's try one more time.

Onu bir kez daha okuyun, lütfen. - Read it one more time, please.

one time
bir kez

Bu mantarı yiyebilir miyim? Bir şeyi bir kez yiyebilirsin. - Can I eat this mushroom? You can eat anything one time.

Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom. - I'm only going to ask you this one time, Tom.

one time
bir sefer

Klinik, bir seferde hasta başına iki ziyaretçiye izin verdi. - The clinic allowed only two visitors per patient at any one time.

Ben dışarıya bir seferde kaç tane kitap alabilirim? - How many books can I take out at one time?

one time
vaktiyle

Tom şimdi Mary ile evli ama o vaktiyle Alice ile evliydi. - Tom is married to Mary now, but at one time he was married to Alice.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف one more time في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

one more time for the sweet souvenir
for old times' sake
one time
on one occasion; "once I ran into her"
one time
{i} once, single occurrence
one more time

    التركية النطق

    hwʌn môr taym

    النطق

    /ˈhwən ˈmôr ˈtīm/ /ˈhwʌn ˈmɔːr ˈtaɪm/

    فيديوهات

    ... >>Kevin Allocca: Let's hear it one more time for Taylor Swift. ...
المفضلات