Uçağımız tam onikide hareket etti.
- Our plane took off at exactly twelve o'clock.
Bunu oniki yaşımdan beri yapmamıştım.
- I haven't done that since I was twelve.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Eve ulaştığında saat zaten on ikiydi.
- It was already twelve when he reached home.