one is the number

listen to the pronunciation of one is the number
الإنجليزية - التركية

تعريف one is the number في الإنجليزية التركية القاموس.

one
bir

Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü? - I'd like to stay one more night. Is that possible?

Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir. - This is a good book, but that one is better.

one
{i} tek

Tek bir taşla iki kuş öldür. - Kill two birds with one stone.

Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir. - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.

one
{i} biri

Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek. - One of my dreams is to learn Icelandic.

Birini tanıyorum da ötekini değil. - I know one of them but not the other.

one
bir rakamı
one
{i} birisi

Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir. - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.

Birisi kötü kelimeler söylememeli. - One should not say bad words.

one
{i} kimse

Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor. - No one wants to listen to my opinions.

Onu hiç kimse anlamıyor. - No one understands that.

one
bir (sayı olarak)
one
{s} 1. bir: Give me one loquat. Bana bir maltaeriği ver. One hundred and twenty people came. Yüz yirmi kişi geldi. One half of them were crazy
one
belirli biri
one
adında biri
one
bir sayısı
one
bir tane

Ben bir araba istiyorum, ama bir tane satın almak için hiç param yok. - I want a car, but I have no money to buy one.

Saatimi kaybettim, bu yüzden bir tane almak zorundayım. - I lost my watch, so I have to buy one.

one
aynı

Tom'un yaptığı çok emniyetli olmayan tek şey her Web sitesi için aynı şifreyi kullanmasıdır. - One thing Tom does that isn't very safe is that he uses the same password for every website.

Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera. - This is the same type of camera as the one I lost.

one
her biri

Her birinize inancım var. - I have faith in each and every one of you.

Her biri bin dolar ödedi. - Each person paid one thousand dollars.

one
one another birbirlerini
one
adam

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü. - Dima slept with 25 men in one night and then killed them.

O, dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir. - He's considered to be one of the greatest scientists in the world.

one
kişi

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for a man, one giant leap for mankind.

Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak. - One more person will be joining us later.

one
one and sixpence eski
الإنجليزية - الإنجليزية
one
one is the number

    الواصلة

    one I·s the num·ber

    التركية النطق

    hwʌn îz dhi nʌmbır

    النطق

    /ˈhwən əz ᴛʜē ˈnəmbər/ /ˈhwʌn ɪz ðiː ˈnʌmbɜr/
المفضلات