الإنجليزية - التركية
تعريف one (a person) في الإنجليزية التركية القاموس.
- beloved one, loved person
- bir, sevdiği kişi ekledi
- pit one person/thing against another person/thing
- 1. iki kişiyi/şeyi karşı karşıya getirip dövüştürmek/yarıştırmak. 2. (iki şey) birbiriyle yarışmak/boy ölçüşmek: Zeki´s pitted his brains against Yavuz´s brawn. Zeki´nin zekâsıyla Yavuz´un kuvvetli cüssesi çarpışıyor
- shuffle one person/thing in among/with others
- birini/bir şeyi başkalarına katmak
- do you have a room for one person
- tek kişilik odanız var mı
- pit one person/thing
- (iki şey) birbiriyle yarışmak/boy ölçüşmek: Zeki's pitted his brains
- pit one person/thing
- iki kişiyi/şeyi karşı karşıya getirip dövüştürmek/yarıştırmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف one (a person) في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- 'un
We've got a clever 'un here!.
- give a person a bit of one's mind
- give a person a piece of one's mind, admonish someone, reprimand someone
- play one person off against another
- cause two people to argue, place two people in opposition
- press a person to one's breast
- hold a person tight to one's bosom
- remember a person in one's will
- include a person in one's will
- wind a person round one's little finger
- have a person totally under one's own control