Termometre 15 derecede durdu.
- The thermometer stood at 15 degrees.
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
- The thermometer reads three degrees below zero.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
- His grandfather was a soldier of high degree.
Senin bir mezuniyet diploman var.
- You have a bachelor's degree.
Diplomanı nerede aldın?
- Where did you get your degree?
O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
- He has a master's degree in mathematics.
Tom yüksek lisansını üç yıl önce aldı.
- Tom got his master's degree three years ago.
If they but knew it, almost all men in their degree, some time or other, cherish very nearly the same feelings towards the ocean with me.