Sizi neşelendirmek için uğraşıyorum.
- I'm trying to cheer you up.
Tom Mary'yi neşelendirmek istiyor.
- Tom wants to cheer Mary up.
O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür.
- She is always cheerful and smiling.
O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür.
- He is always cheerful and smiling.
Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur.
- My mother is carefree, cheerful and good-natured.
Tom'un biraz teselliye ihtiyacı var.
- Tom needs a little cheering up.
O ona yarın asılacaksın dedi. Bunu duymak kesinlikle onu teselli etmedi.
- They told him: Tomorrow you are to be hanged. Hearing that did not exactly cheer him.
And anon he talked with them, and sayde unto them: be of good chere, it is I, be not afrayed.