He has to repair the clock.
- O, saati onarmak zorundadır.
Is it possible to repair the washing machine?
- Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
It is never too late to mend.
- Onarmak için asla çok geç değil.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
They're here to fix the heating system.
- Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.
Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
- İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
I'd like to renovate the house.
- Evi onarmak istiyorum.
Is it possible to repair the washing machine?
- Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
He has to repair the clock.
- O, saati onarmak zorundadır.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
I cannot mend this carpet. It's too old.
- Ben bu halıyı onaramam. Çok eski.
Tom repaired my watch for me.
- Tom benim için saatimi onardı.
This broken vase cannot be repaired.
- Bu kırık vazo onarılamaz.
My socks are in need of mending.
- Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
He fixed the broken table.
- O kırık masayı onardı.
Tom fixed it with a hammer.
- Tom onu bir çekiçle onardı.
My clock needs to be fixed.
- Saatimin onarılması gerekiyor.
My bicycle needs fixing.
- Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.
The mechanic said the repair would not take long.
- Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.
After his knee repair, he could walk without pain.
- Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.