on top of it

listen to the pronunciation of on top of it
الإنجليزية - التركية
üstüne üstlük
üstelik
bir de
on the top of it
üstüne üstlük
on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
on top of
ayrıca
on top of
üstüne

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy. - Put this book on top of the others.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor. - Two children are sitting on top of the fence.

Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı. - Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
tepesinde

Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu. - St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.

Sen çan eğrisinin tepesindesin. - You're on top of the bell curve.

on top of that
üstelik
on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
on the top of it
bir de
on the top of it
üstelik
on top of
-in tepesinde
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف on top of it في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

on top of
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

on top of
In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

on top of
Atop
On top of that
thereatop
on top of
over all of, over the surface of; in addition to
on top of it

    التركية النطق

    ôn tôp ıv ît

    النطق

    /ˈôn ˈtôp əv ət/ /ˈɔːn ˈtɔːp əv ɪt/
المفضلات