on the top

listen to the pronunciation of on the top
الإنجليزية - التركية
üstte
üstünde

Sanırım horozların başının üstündeki ibik çekici. - I think the crest on the top of the head of roosters is attractive.

Tepenin üstünde durdu. - They stood on the top of the hill.

tepesinde

Orada yüksek bir dağın tepesinde kendilerine ait küçük bir kasaba inşa ettiler ve huzur içinde yaşadılar. - There on the top of a high mountain they built a small town of their own and lived in peace.

Dağın tepesinde bir kule vardı. - There was a tower on the top of the mountain.

on top
(Bilgisayar) üstte

Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz? - May we always be on top and not at the bottom.

on the top of
m. : prep.konusunda
on the top of
konusunda
on top
üst

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف on the top في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

on top
In a dominant position

At the end of the season, Manchester United came out on top.

on top
in a leading or the dominant position
on top
on the highest point or surface
on top
in addition
On the top of
atop
on top
on, located on the top of -, atop; at the summit, at the peak
on the top

    التركية النطق

    ôn dhi tôp

    النطق

    /ˈôn ᴛʜē ˈtôp/ /ˈɔːn ðiː ˈtɔːp/

    فيديوهات

    ... You need to get the most useful things to the top of ...
    ... a circus freak. Today, she's not even in the top quintile. Everybody can type. If you're ...
المفضلات