Jane albüm kontratı aldığında çok mutluydu.
- Jane was on top of the world when she got a record contract.
Bir kontrat yapmamız gerekiyor.
- We need to have a contract.
Birçok söylentinin aksine, ben her şeyi bilmiyorum.
- In contrast to many rumours, I don't know everything.
Aksine kanıt olmadığı için herkes onun hikayesine inanıyor.
- Everyone believes his story since there is no evidence to the contrary.
Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli.
- As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.
Asla büyüklerinize karşı söz söylemeyin.
- Never contradict your elders.
Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.
- If you do that, it will only bring about a contrary effect.
Resim bunun aksine renkli.
- The picture is colorful in contrast with this one.
Hiçbir karşıt kanıt yoktur.
- There is no evidence to the contrary.
Ayrıca sos almak istiyorum, lütfen.
- I'd like to have the sauce on the side, please.
Ayrıca ketçap almak istiyorum.
- I'd like to have ketchup on the side.
Sami öteki taraftaydı.
- Sami was on the other side.