Bir kontrat yapmamız gerekiyor.
- We need to have a contract.
Reagan Kontralar için askeri yardım istedi.
- Reagan asked for military aid for the Contras.
Birçok söylentinin aksine, ben her şeyi bilmiyorum.
- In contrast to many rumours, I don't know everything.
Onun cevabı beklentilerimizin aksineydi.
- His response was contrary to our expectations.
Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli.
- As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.
Düne karşın,bugün hiç sıcak değil.
- In contrast to yesterday, it isn't hot at all today.
Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.
- And yet, the contrary is always true as well.
Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
- Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.
Hiçbir karşıt kanıt yoktur.
- There is no evidence to the contrary.
Ayrıca sos almak istiyorum, lütfen.
- I'd like to have the sauce on the side, please.
Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.
- It's a way to make a little extra on the side.
Sami öteki taraftaydı.
- Sami was on the other side.