O, uçağa binmeden önce bana el salladı.
- She waved at me before she got on board the plane.
Onlar aynı uçağa bindiler.
- They were on board the same airplane.
Bayanlar ve baylar, gemiye hoş geldiniz.
- Ladies and gentlemen, welcome on board.
Biz bir gemiye bindik.
- We went on board a ship.
Bütün yolcular uçakta mı?
- Are all the passengers on board?
Uçak patladı ve okyanusa düştü ve uçaktaki herkes öldü.
- The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board.
Gemideki yolcular çoğunlukla Japondu.
- The passengers on board were mostly Japanese.
Gemide epeyce yolcu vardı.
- There were quite a few passengers on board the ship.