Saat üçte sizi lobide karşılayacağım.
- I'll meet you in the lobby at three.
Yarın saat kaçta lobiye gelmeliyim?
- What time should I come to the lobby tomorrow?
Tom'un annesi Tom'u holde çıplak gezdiği için kovaladı.
- Tom's mother chased Tom as he ran naked around the lobby.
Lobicilerin işi lobi oluşturmaktır.
- Lobbyists' job is to lobby