Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
- The mother lay beside her baby on the bed.
Birkaç kız kapının yanında duruyor.
- Several girls are standing beside the gate.
Senin yanına oturabilir miyim?
- Can I sit beside you?
O onun yanına diz çöktü ve onun adının ne olduğunu sordu.
- She knelt beside him and asked him what his name was.
Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Tom and Mary.
Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Orada benden başka kimse yoktu.
- There was no one there besides me.
Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?
- Did Mary have any other children besides Jesus?
... Especially, to be sat there one side and then, the Paris ...