You cannot make an omelet without breaking eggs.
- Yumurtaları kırmadan bir omlet yapamazsın.
I can't even cook an omelet.
- Ben bile bir omlet pişiremem.
I ate a Japanese rice omelette.
- Ben bir Japon Pirinç Omleti yedim.
I love Spanish omelettes, too!
- İspanyol omletlerini de severim!
I ate scrambled eggs and sausage for breakfast.
- Ben kahvaltıda omlet ve sosis yedim.
I like the way you make scrambled eggs.
- Omlet yapma tarzını seviyorum.