Something must have happened to him on the way.
- Yolda ona bir şey olmuş olmalı.
I think something may have happened to Tom.
- Sanırım Tom'a bir şey olmuş olabilir.
I don't know what has become of the boy.
- Bu çocuğa neler olmuş bilmiyorum.
Atheism has become the philosophy of the new society of the old republic.
- Ateizm eski cumhuriyetin yeni toplumunun felsefesi olmuştur.
Tom seemed to regret what he had done.
- Tom yaptıklarından pişman olmuş gibi görünüyordu.