Tom can dance fairly well, can't he?
- Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi?
Swimming is one thing I can do fairly well.
- Yüzme oldukça iyi yapabildiğim bir şey.
Tom thought the food Mary had prepared tasted pretty good.
- Tom Mary'nin hazırladığı yemeğin oldukça iyi olduğunu düşündü.
Tom has a pretty good idea who stole his trumpet.
- Tom'un borazanını kimin çaldığına dair oldukça iyi bir fikri var.
Tom is a fairly decent golfer.
- Tom oldukça iyi bir golfçüdür.
They're actually quite decent people.
- Aslında oldukça iyi insanlardır.
Tom knows Mary pretty well.
- Tom Mary'yi oldukça iyi biliyor.
Her books sell pretty well.
- Onun kitapları oldukça iyi satıyor.